Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

eee nedsek ki

gecenin sessizliği sensizlik geçen saatlerindeyim,yanı başımdaki bardağımda biraz hicran var arada boğazım sana düğümlenince yudumladığım,ağzımda da sahipsiz bir melodi içinde sıralanan bir kaç mısra "sensiz miyim ey yar geçeden bana kalan esrarengizlikte,sessiz miyim ey yar uyku tutmaması için oturduğum şu sofrada..." içim sen dolu,ağzına kadar bastırmışlar,yani gözlerimden akmana ramak kaldı senin anlayacağın.neden gerek duyuyorum bilmiyorum ama yazmak için melodiler uzaya dursun,bana da birazcık sen gelsin Pınar ın soğuk suyunun sessizliğinedir bu isteğim "bana biraz onu çal soğuk su,hırçın pınar az da olsa o olsun buram buram kokusunun yanında...

İncir Reçeli...

kaybolmak mıydı hayat hiç var olmadan oysa var eden de hayat değil miydi hiç yoktan o zaman savaş neye karşı ya da ne için?ufukta beliren kara gemi gibi bütün gemilerde geçmeyecek mi o cizgiden,ve kaybolup gitmeyecekler mi karanlığa...uzun saatler beklerken ben iskele kıyısında bilmem kaçıncı martı senfonisiyle senin dönüp el sallaman veya sallamamanda hayatta değilmiydi?Ne önemi vardı gölgelerin karanlıkta ama varlardı hayatta güneşin tam arkasında o zman kaybolmamalıydı İncir Reçeli bir kavanozun içinde eriyerek,doyasıya yenmeden...

Ufak da olsa...

Bir fidan dikmiştim kalp bahçemin en güzel köşesine, Ufak şirin loş bir sahil kasabasının göz alıcı maviliğinde, Ufukta sararan güneşin altında sulamanı bekliyordu, Oysa.... Kış griliğimiydi seni getiren bana, Yoksa İstanbulun göz alıcı gün doğumu mu? Peki hangisiydi Ufak da olsa fidanımı koparan, Alcak bir el eli mi yoksa senin saf kalbin mi?

baştan...

uzun zaman oldu gözlerinden ve senden uzak kalalı, bu yüzdenmiş kalemi alamamam elime öyle dediler, bende kalemi bulamasamda daktilo var dedim ve başladım sil baştan hayde hayırlısı.....