Aynalarla konuşmalar V

Buradayız Ahbarig!

Düşündünüz mü hiç, orası neresi? Hiç yürüdünüz mü o yoldan?

Amcamlaydım. Kaset dinlenen zamanlardı. Bir de karma kaseti vardı, kırmızı şahininden eksik olmazdı. Hangi seyahatimizdi hatırlamıyorum, muhtemelen şehirden gelip, bizi yaylaya götürdüğü günlerden biriydi.

Bir çift kalem… Doğduğum günlerde yaşanan bir olayın ağıdı, çocukluğumun şarkıları arasına girmişti. İlk gençliğimde, bağlama çalmaya başladığım ilk günlerde oluşturduğum repertuarıma girdi. Sonralarıysa hep güvercin tedirginliğiyle söylenmiş şarkılardan oldu. Bir ankara ayazında yitip giden biriydi. Oğluna yıllar sonra biri: “Baban da sıcağı severdi.” yazmıştı. Bu çirkinlik size tanıdık geldi mi?

İsterseniz şarkıya bir kulak verin:


Yetmedi… Okuldan yeni gelmiştim. Türkiye ortalamalarına sahip bir devlet okulunda okuyordum. O zamanlar, ortalama derken ne demek istediğimiz daha netti. Şimdilerde çok bir şey ifade etmiyormuş, konuştukça fark ediyorum. Köyden okula servisle gidip geliyorduk. Öğlen yemeklerimizi farklı köylerden gelen arkadaşlarla yiyorduk. Okula yeni başlamıştık, bir birimizi yeni tanıyorduk. Tostu güzel yapanlar, sulu yemek için gidilen esnaf lokantaları, küçüklükten beri koşa koşa gittiğimiz bol ketçap mayonezli döner yapan göbekli amca…

Sonra bir çift ayakkabı... Tabanlarını görüyorum, adını ilk defa duyduğum bir insana aitmiş. Hiç gitmediğim, bilmediğim bir şehirde, bir kaldırım üzerinde yatıyor. Çok sonra tanıdım, en çok da eşinin vedasıyla bildim. O vedadan beridir sorguluyorum; “bir bebekten bir katil yaratan karanlığı”! O eş, “Ay sevgilim!” diye seslendi. Bu duygu size tanıdık geldi mi?

Gelin bir kulak verelim, belki tanışırız:


İnanın bu da yetmedi… Güvercin tedirginliğiyle gezdiğim sokaklardan birinde, yine kaldırıma uzanmış bir tek ayakkabı… Bir mabedin yanında, bir gündüz vakti… Şarkılardan şiirlerden bildiğim şehirler….


“Bir bebekten bir katil yaratan karanlık” daha aydınlanmayacak mı? O güneş bize de doğmayacak mı? Şimdi bakın aynaya, karanlığı görebiliyor musunuz?


Biz buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Ancak güneşi beklemeden açın ışıkları, tutun feneri önünüze, belki de bir bebekten bir kahraman yaratacaksınız. Dinleyin, duyun… Değişim siz olacaksınız! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoş gelişler ola eyyy 2019!

Olamayışın öyküsü...

baştan...