Unutma.

Yine de sorayım ben…
Nasılsınız?

Duyacağım cevapları az çok tahmin ediyorum, zaten diğerlerini de duymak istemiyorum.
Neden mi, nedeni çok ama özetle nasıl bulunabilir başka cevap?
Sözcüklerin söylemek istediklerimi karşılamadığı olmuştu, şimdiyse…karşılayamıyor.
Hangi dilde var karşılığı bu duyguların, bulup getirelim, getirelim ki kendi dillerinde anlamayanlar belki anlar. Zira anlamadıkça duygularımızı karmaşıklaştırıyorlar. Anlamadıkça eriyoruz, anlamadıkça…

Sahi bu kadar zor mu anlamak?
Mesela; neden yetmiyor üzülmek?
Bir öğretmen 9 yaşında yitip giden öğrencisine sormuş, cevabını merak etmesem de size sorayım;
Nasıl anlatacak şimdi öğrencilerine “Barış” ı ?
"Çocuğum" diyecek, boğazı düğüm düğüm. Tıpkı yemek yerken boğazımıza lokmaların dizilmesi gibi.
Gerçekten merak ediyorum şimdi biz nasıl diyeceğiz;
Bizle aynı şeyleri söylüyordu. Aynı yerdeydik ama gitti. Barışa inanarak gitti. Barış için gitti. Barış…
Sahi bundan sonra nasıl diyeceğiz “Barış” a yürüyoruz diye.

Merakta ettiğim yokta;
Sizi “Barış” ın neresine inandıramadık ?

Oysa;
Yüzü gülen bir gençti barış.
Ebelemece oynayan bir çocuktu,
Çocuğuna “Akşam eve erken gel evladım.” Diyen bir anneydi,
2 kere iki dert, pardon dört eder diyen bir öğretmen,
Bir kahve köşesinde bulmaca dolduran bir amca,
Gelmeyecek gemiyi bekleyen İsmail Abi...
Barış, sevdiğini söyleyemeyen bir sevdalıydı.
Güneşli güzel günlerdi barış.
Sahi neresine inanmadınız? Neyi size kötü geldi?
Birde başka bir yerden sorayım;
Aksi tutum sergileyenlerin neresi size cazip geldi?

Neyse çok soru sordum ben yine, haydi hayatınıza bakın.
Tabi unutmayın;
O hayat diye baktığınız başkalarından ödünç aldıklarınız.
Hee hayatına bakamayacaklar da çoğunlukta, belki bilmek istersiniz.
Kalanlar olarak, karanlık yarınlara umutlu gözlerle bakmaya çalışıyoruz.
Tüm yaşananlara inat.
İlk başta sorduğum soruya verilen cevaplardan;
“Üzülmeye dahi utanıyorsun biliyorsun ki bu katliam hesabını sormadığın önceki cinayetlerden beslendi. Gidenlere özür değil ömür borçlusun…”

Ve tekrar tekrar:
“Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam
diyor birisi yineliyorum
hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma !”

***

Bu nüsha sadece ve sadece “Barış”a inananlara gelsin.

Gidenlere selam olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoş gelişler ola eyyy 2019!

Mesafeler...

Olamayışın öyküsü...